ANLAŞMALI BOŞANMADA KİRA VE AİDAT ÖDEME ANLAŞMASI

Boşanma Davası, Velayet Davası, Nafaka Davası Konularında Bizimle Hemen İletişime Geçebilirsiniz.

ANLAŞMALI BOŞANMADA KİRA VE AİDAT ÖDEME ANLAŞMASI

ANLAŞMALI BOŞANMADA KİRA VE AİDAT ÖDEME ANLAŞMASI

Daha önce de belirttiğimiz üzere anlaşmalı boşanma protokolünde birçok konuda taraflar serbestçe anlaşma sağlayabilirler. Bunlardan biri de kira ve aidat ödemeye ilişkin yapılan mutabakattır. Mahkeme önüne gelen anlaşmalı boşanma da her iki tarafı da bizzat dinleyerek iradelerinde serbest olduğuna kanaat getirecek ve tarafların kabul ettikleri anlaşmayı onaylayacaktır. Bu konuda da taraflar serbestçe karar verebilirler.

Bu hususta örnek olması açısından birkaç Yargıtay kararını aşağıda belirttim.

“….Taraflar 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun yürürlüğe girmesinden önce yürürlükte bulunan Türk Kanunu Medenisinin 134/3. maddesi gereğince anlaşmalı boşanmışlar ve 16.12.1999 tarihli boşanma protokolü mahkemece tastik edilmiş, karar 12.1.2000'de kesinleşmiştir.
Davacı kesinleşen boşanma protokolünün 2. maddesinde "Davacı eşin ev kira bedeli ve tüm aidatı davalı koca tarafından davacı ve çocuğun yaşam standartına uygun ev alıncaya kadar ödemeye devam edecektir" hükmü gereğince ödenmeyen kira bedeli ve aidatları yönünden davalı koca aleyhine Bakırköy 1. İcra Müdürlüğünün 2009/5856 sayılı dosyası ile icra takibi başlatmış davalı borçlu kocanın itirazı üzerine takip durmuştur.
Davalı koca boşanma davasından sonra davacının oturduğu evin kira ve aidat bedelini ödemediği için davacı evi tahliye etmiştir. Davalı tarafından protokol gereği davacı adına bir gayrimenkulde satın alınmamıştır. Mahkemece, boşanma davasından sonra davacının tahliye ettiği evin niteliği, kira ve aidat bedelinin bilirkişi vasıtasıyla tespit ettirilerek bu miktar üzerinden davanın kabulüne karar vermek gerekirken, yazılı gerekçeyle tümünün reddi doğru görülmemiştir….”

(Y2HD. E. 2011/4701 K. 2012/12081 T. 7.5.2012)

“….Tarafların 26.01.2018 tarihinde anlaşmalı olarak boşanmalarına, anlaşmalı boşanma protokolünün karara işlenerek aynı zamanda eki sayılmasına karar verilmiş, karar 07.02.2018 tarihinde kesinleşmiştir. Eldeki dava 08.07.2018 tarihinde açılmıştır. Davacı erkek asıl dava dilekçesinde anlaşmalı boşanma protokolü ile kira ve aidat ödemesine nakit destek adı altında aylık 600,00 USD şeklinde yapılan ödemenin yoksulluk nafakası olduğunun ve bunun kadının evlenmesi nedeniyle kaldırılması isteminde bulunmuştur. İlk Derece Mahkemesince dava; yoksulluk nafakasının kaldırılması davası olarak nitelendirilmiş ve bunun için hükmedilmiş bir yoksulluk nafakası olması gerektiğinden ve dayanak boşanma kararında yoksulluk nafakası olmadığından bahisle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Olayları açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme hakime aittir. Her ne kadar davacı tarafça talep yoksulluk nafakası olarak nitelendirilmiş ise de; somut olayda protokolde düzenlenen 600,00 USD ödeme erkeğe mali bir yükümlülük olarak belirlenmiş olup yoksulluk nafakası mahiyetinde değildir. Dairemiz 30.05.2022 tarihli ilamı ile de erkeğin dava dilekçesindeki talebi boşanma protokolünün mali yükümlülüklerinin uyarlanması (iştirak nafakasının sabit kura bağlanması veya TL'ye çevrilerek azaltılması ile “kira ve aidat ödemesine nakit destek” adı altında kararlaştırılan aylık ödemenin kaldırılması) şeklinde nitelendirilmiştir. Hal böyle iken, Mahkemece, davanın protokolün mali yükümlülüklerinin uyarlanması davası olarak nitelendirilmesi ve protokolün mali yükümlülüklerinden olan “kira ve aidat ödemesine nakit destek” adı altında yapılan ödemenin kaldırılmasına yönelik asıl dava hakkında delillerin değerlendirilerek işin esası hakkında karar verilmesi gerekirken hatalı nitelendirme yapılarak davanın usulden reddine karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir…” (Y2HD E. 2023/6676 K. 2023/4362 T. 28.9.2023)


AVUKATA SOR