Hayata Kast Sebebi İle Boşanma Davası

Boşanma Davası, Velayet Davası, Nafaka Davası Konularında Bizimle Hemen İletişime Geçebilirsiniz.

Hayata Kast Sebebi İle Boşanma Davası

Hayata Kast Sebebi İle Boşanma Davası

Hayata Kast Sebebi İle Boşanma Davası

Evlilik birliği içerisinde gerçekleşen hayata kast kavramına giren davranışlar, Aile Hukukunda bulunan özel ve mutlak boşanma sebeplerindendir. Taraflardan birinin diğerine karşı olan fena muamelesi mutlak boşanma sebebidir. Bu makalede hayata kast sebebi ile boşanmanın koşulları, ispatı ve hangi durumlarda bu sebebe dayanılabileceğine değinilecektir.

Hayata Kast Sebebi İle Boşanma Davası

Söz konusu boşanma sebebi, mutlak ve özel boşanma sebeplerinden birisidir. Söz konusu boşanma sebebi TMK m.162 de hüküm altına alınmıştır. Eşlerden birinin, diğer eşin hayatına son verme eylemine yönelik olan davranışları bu kapsamda değerlendirilir. Bu bakımdan söz konusu eylemin içeriği sadece kötü etki sağlayan eylemleri içermemekte ve direkt veya dolaylı olarak bir eşin diğerini öldürmek amacı güderek yaptığı veya yapmasını sağladığı eylemleri ifade eder. 
Söz konusu öldürmeye yönelik eylemin önceden planlı olarak yapılmasına gerek olmadığı gibi ani gerçekleşen olaylar çerçevesinde de vuku bulabilir. Eşinin hayatına kast eden eşin, bununla birlikte kendi hayatını da sonlandırmaya yönelik eylemde bulunmuş olması, açıklamış olduğumuz hayata kast sebebi ile boşanma davası açılmasına bir engel teşkil etmemektedir.
Eşin eyleminin hayata kast kavramı altında değerlendirilmesi için direkt olarak öldürmeye çalışma eyleminin dışında; eşi intihara teşvik etmesi, eşini öldürmek için kullandığı aracın ölüme elverişsiz olması sebebiyle eylemi gerçekleştirememiş olması, öldürme eylemini istediği ve uyguladığı halde bu eylemini elinde olmayan sebeplerle gerçekleştirememiş olması veya eşin ölüm tehlikesi halinde bu tehlikeye karşı kasten hareketsiz kalarak eşin ölümüne seyirci kalması da hayata kast kavramı içerisinde değerlendirilir.
Bununla birlikte eşlerden birinin diğerine karşı öldürme tehdidinde bulunması, öldürme amacı bulunmayan eylemlerde bulunması veya eşin diğer eşin yakınlarına karşı öldürmeye yönelik eylemleri hayata kast sebebi ile boşanma davası kapsamına girmez. Ancak işlenen bu fiiller doğrultusunda ailesi veya kendisi zarar gören eş, eylemi gerçekleştiren eşe karşı suç işleme sebebi ile boşanma davası (TMK m.163) açabilir.

Hayata Kast Sebebi İle Boşanma Davasında Kusur Kavramı

Hayata kast sebebi ile boşanma davası kusur kavramına dayanır. Ayırt etme gücünden yoksun veya akıl hastası olan eşe karşı hayata kast sebebi ile boşanma davası açılamaz. Hayta kast mutlak boşanma sebebi niteliği taşıması nedeniyle eşin, diğer eşin kendisini öldürmeye çalıştığını ispat ettiği takdirde boşanmaya karar verilir. Aile Mahkemesi hakimince bu karar verilirken ortak yaşamın çekilmez hale gelmesi aranmamaktadır. Bu sebebe dayanılarak açılan boşanma davalarında taraflar arasında kusur kıyaslaması yapılmamaktadır. Başka bir değişle diğer eşin hayatına kast eden eşe karşı dava açan eşin kusuru aranmaz.

Hayata Kast Sebebi İle Boşanma Davasında Dava Hakkının Ortadan Kalkması

Bu hususta dava hakkını ortadan kaldıran iki temel unsur bulunmaktadır. Bu unsurlar Hak Düşürücü Süre TMK m.162/f.2 ve Af TMK m.162/f.3 ‘olarak hüküm altına alınmıştır.

Hak Düşürücü Süre; hayata kast sebebi ile boşanma davası açan tarafın olayın gerçekleşmesinden itibaren 6 ay, her halükarda hayata kast eyleminden itibaren 5 yıl geçmesi ile düşer. Bu husus hak düşürücü süre olduğundan hakim tarafından re’sen dikkate alınır. 

Af; eşlerden birinin hayata kast fiilini işlemesi mutlak boşanma sebebidir bu sebeple diğer eşin söz konusu fiili affetmesi halinde dava hakkı düşer. Af yazılı veya sözlü olarak yapılabilir. Sözlü olarak yapılan af eşe yapılabileceği gibi 3.kişiye karşı yapılan bir söylem ile de olabilir. Sözlü veya yazılı af dışında örtülü şekilde de af söz konusu olabilir. Af eyleminin iradeyi sakatlayan sebepler ile gerçekleştirilmesi durumunda af geçerli olmayacaktır. Ceza şikayetinden vazgeçilmesi, af sayılmamaktadır.

Belirtilmesi gereken diğer bir önemli husus ise hayata kast sebebi ile açılan boşanma davasında sonradan tarafların sulh olması halinde anlaşmalı boşanma davasına çevrilemez. Bu durumda öncelik olarak ıslah yapılarak dava konusu değiştirilmelidir. Usulüne uygun olarak yapılan ıslah sonrasında taraflar değişen dava konusu ile birlikte anlaşmalı boşanma yapılabilir.

Türk Medeni Kanunumuzun 162. Maddesine Göre:

  1. "1-Eşlerden her biri diğeri tarafından hayatına kastedilmesi veya kendisine pek kötü davranılması ya da ağır derecede onur kırıcı bir davranışta bulunulması sebebiyle boşanma davası açabilir. 
  2. 2-Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her hâlde bu sebebin doğumunun üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer. 
  3. 3-Affeden tarafın dava hakkı yoktur."

Hayata Kast Sebebi İle Boşanma Davası Hakkında Yargıtay Kararları

Açıklamış olduğumuz hayata kast eylemi sebebiyle boşanma davaları hakkında emsal Yargıtay Kararları bulunmaktadır.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2018/3454 Esas ve 2018/7377 karar sayılı kararında;

“ Hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır. Ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez (HMK m.26/1). Davacı-karşı davalı kadın dava dilekçesinde hayata kast, pek kötü muamele veya onur kırıcı davranış sebebine (TMK m.162) dayalı olarak boşanmaya karar verilmesini talep etmiş, mahkemece evlilik birliğinin sarsılması (TMK m.166/2) hukuksal sebebine dayalı olarak boşanma kararı verilmiştir. Özel boşanma sebebine dayalı olarak açılan davada genel boşanma sebebiyle (TMK m.166/2) boşanma kararı verilemez. O halde mahkemece, davacı-karşı davalı kadının boşanma davasında, delillerin özel boşanma (hayata, kast, pek kötü muamele veya onur kırıcı davranış) sebebi yönünden değerlendirilerek karar verilmesi gerekirken, evlilik birliğinin sarsılması (TMK m.166/2) sebebi ile tarafların boşanmalarına karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. ”

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2015/21301 E. , 2016/14788 K. Sayılı kararında;

“Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm taraflarca temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

Dava; hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış, (TMK m.162) bu kabul edilmediği takdirde evlilik birliğinin sarsılması (TMK m.166/1) sebebiyle boşanma talebine ilişkindir. Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış fiilleri özel boşanma sebebi yanında genel boşanma (TMK m. 166/1) sebebi de oluşturur. Böyle bir durum karşısında kalan eş dilerse bu özel sebeplerin yanında genel sebebe, dilerse birine veya bir kaçına birlikte dayanarak boşanma talep edebilir. Davacı öncelikle hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış sebebine dayanarak boşanma davası açmış olduğundan, öncelikle hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış boşanma sebeplerinin bulunup bulunmadığı belirlenmeli, özel sebep varsa, bu sebebe dayanılarak özel boşanma sebeplerinin gerçekleşmemesi halinde, deliller genel boşanma sebebi (TMK m. 166/1-2) çerçevesinde değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Toplanan deliller öncelikle özel boşanma sebepleri bakımından değerlendirilip, sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken, bu husus gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. 

SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple bozulmasına, bozma sebebine göre tarafların sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 16.11.2016”

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2017/161 E. – 2018/11440 K.

Hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır. Ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez (HMK m.26/1). Davacı kadın dava dilekçesinde hayata kast, pek kötü muamele veya onur kırıcı davranış sebebine (TMK m.162) dayalı olarak boşanmaya karar verilmesini talep etmiş, mahkemece evlilik birliğinin sarsılması (TMK m.166/1) hukuksal sebebine dayalı olarak boşanma kararı verilmiştir. Özel boşanma sebebine dayalı olarak açılan davada genel boşanma sebebiyle (TMK m.166/1) boşanma kararı verilemez. O halde mahkemece davacı kadının boşanma davasında delillerin özel boşanma (hayata kast, pek kötü muamele veya onur kırıcı davranış) sebebi (TMK m.162) yönünden değerlendirilerek karar verilmesi gerekirken, evlilik birliğinin sarsılması (TMK m.166/1) sebebi ile değerlendirilerek tarafların boşanmalarına karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.”

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2016/13788 E. , 2018/4030 K.

Davacı kadın tarafından açılan boşanma davası, münhasıran Türk Medeni Kanunu’nun 162. maddesinde düzenlenen “hayata kast” ve “pek kötü davranış” sebebi ile ve Türk Medeni Kanunu’nun 166/son maddesine dayalı olarak açılmıştır. Davacı kadının ayrıca Türk Medeni Kanunu’nun 166/1-2. maddesi uyarınca, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı bir davası bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece genel boşanma sebebine (TMK m. 166/1-2) dayalı olarak boşanmaya karar verilmesi mümkün değildir. Zira hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır (HMK m. 26/l). Ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Yapılan yargılama ve toplanan delilllerden, davalı erkeğin eşine sürekli fiziksel şiddet uyguladığı, en son olayda da davacı kadını bıçak doğrultarak “Seni keserim” diye tehdit ettiği ve üzerine yürüyerek yumrukları ile darp ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, Türk Medeni Kanunu’nun 162. maddesinde düzenlenen koşullar gerçekleşmiştir. O halde, pek kötü davranış sebebiyle boşanmaya karar verilmesi gerekirken, mahkemece TMK 166/2. maddesine göre boşanmaya karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.”


AVUKATA SOR