KİŞİSEL İLİŞKİNİN ÜÇÜNCÜ KİŞİLERLE KURULMASI DAVASI

Boşanma Davası, Velayet Davası, Nafaka Davası Konularında Bizimle Hemen İletişime Geçebilirsiniz.

KİŞİSEL İLİŞKİNİN ÜÇÜNCÜ KİŞİLERLE KURULMASI DAVASI

KİŞİSEL İLİŞKİNİN ÜÇÜNCÜ KİŞİLERLE KURULMASI DAVASI

KİŞİSEL İLİŞKİNİN ÜÇÜNCÜ KİŞİLERLE KURULMASI DAVASI

Koşulları oluşması halinde çocuğun üçüncü kişilerle kişisel ilişki kurması mümkündür. Kişisel ilişkinin üçüncü kişilerle kurulması için olağanüstü bir durum meydana gelmiş olması gerekir. Anne ve baba dışında ( örneğin büyükanne, büyükbaba, teyze, amca, dayı, hala ) bir üçüncü kişinin çocuk ile kişisel ilişki kurabilmesi için olağanüstü durumlarını ispat etmeleri tek başına yeterli değildir. Bu kişilerin ayrıca kişisel ilişki kurulmasının çocuğun üstün yararı ile örtüştüğünü ispat etmesi gerekmektedir. Bu nedenle bu ispat açısından bir avukattan yardım alınmasını önermekteyim.

1-OLAĞANÜSTÜ HALLERİN BULUNMASI

Türk Medeni Kanunu olağanüstü hallerin mevcut olması durumunda çocuğun menfaatine uygun düştüğü ölçüde çocukla kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkını diğer kişilere, özellikle hısımlarına tanınabileceğini öngörmüştür.

Çocuğun anne ve babasının ölmesi olağanüstü bir durum olarak kabul edilmiştir.

Çocuğun anne veya babasıyla husumet bulunması özellikle husumeti bulunan anne babanın hısımları bakımından olağanüstü bir durum olarak kabul edilmektedir. Örneğin velayeti anneye verilen küçüğün anne ile eski kayınvalide arasında husumet bulunması ve çocuğun babaanneye gösterilmemesi gibi bir durumda babaanne kişisel ilişki kurulması için dava açabilecektir. Uygulamada sıkça karşımıza çıktığı üzere genel olarak boşanmış taraflarda kayınvalide husumeti varsa, velayeti kendisine olan anne çocuğu babaannesine göstermekten kaçınabiliyor. Böyle bir durumda babaanne kendisi ile torununun görüştürülebilmesi için kişisel ilişki kurulması üzerine dava açacaktır.

2- ÇOCUĞUN MENFAATİNE UYGUN DÜŞMESİ

Olağanüstü hallerin mevcut olması bu davanın açılması için yeterli olmayıp, çocuğun menfaatine uygun düşmesi gerekmektedir. Çocuğun üstün yararına uygun olmayan ya da menfaatine ters düşecek hiçbir durumda taraflar hak iddia edemez. Öncelikli olan çocuğun üstün yararıdır.

3- VELAYET GÖREVİNİ GEREĞİ GİBİ YERİNE GETİRMEYE ENGEL OLMAMALIDIR

Anne ve baba dışında kalan üçüncü kişilerin çocuk ile kişisel ilişki kurabilmesi velayet görevini yerine getirilmesine engel olmayacak ise mümkün olmaktadır. Örneğin dedenin açmış olduğu bir davada mahkemece her ayın üç hafta sonu ve daha fazla verilen kişisel ilişki velayeti kendisinde olan tarafın velayet görevini gereği gibi yerine getirmede engel olacağı düşünülür.

ÜÇÜNCÜ KİŞİLERLE KİŞİŞSEL İLİŞKİNİN ŞEKLİ

Velayeti kendisine verilmeyen tarafta olduğu gibi, çocuğun üçüncü kişilerle olan kişisel ilişki tesisi kademeli olmamalıdır. Mahkemece bu konuda verilen karar o günkü koşullara göre ayarlanmalıdır. Yani geleceği bağlayıcı şekilde kademeli hüküm kurulması doğru olmayacaktır. Bunun yanı sıra üçüncü kişilerle kişisel ilişki seçimlikte olmamalıdır. Örneğin, dede ile küçüğün her ayın 3. cumartesi veya Pazar günü şeklinde seçimlik olarak kurulan kişisel ilişki tesisine ilişkin karar bozmayı gerektirir.

Üçüncü kişilerle kişisel ilişkinin şekli kişilere veya çocuğa bırakılamaz. Örneğin, dede ile küçüğün her ayın 3. Cumartesi olarak belirlenen kişisel ilişkisi çocuğun rızasına bağlı olacak şekilde kurulamaz.

Üçüncü kişilerle kişisel ilişkinin düzenlenmesi kardeşlerin birbirlerini görmelerini engeller şekilde olmamalıdır. Mahkeme, kardeşlerin birbirini görecek şekilde uygun bir kişisel ilişki günü tesis etmesi gerekir.

Üçüncü kişilerle kişisel ilişkinin düzenlenmesinde tabii ki öncelikle çocuğun güvenliği önemlidir. Üçüncü kişilerle kişisel ilişki çocuğun güvenliğini ihlal etmeyecek şekilde düzenlenmelidir. Aksi yönde hiçbir husus iddia edilip ispat edilmediği takdirde Üçüncü kişilerle kişisel ilişkinin düzenlenmesinin anne veya baba gözetiminde hatta üçüncü bir kişi gözetiminde, öğretmen gözetiminde, memur veya herhangi bir uzman gözetiminde yapılması uygun değildir. Örneğin mahkemece dede ile torunun annesi evinde ve anne gözetiminde kişisel ilişki kurulması yönünde bir karar doğru bir karar olmayacaktır.

Çocuğun üçüncü kişi ile yatılı kalacak şekilde kişisel ilişki kurulmasının çocuğun menfaatine-üstün yararına uygun olduğu yönünde bir delil yoksa, üçüncü kişilerle kişisel ilişki yatılı olacak şekilde kurulmamalıdır. Aynı gün sabah-öğlen alınan çocuk aynı gün akşamı belirli bir saatte teslim edilecek şekilde hüküm kurulmalıdır. Tabii bu süre çok kısa olmamalı, makul olmalıdır. Bununla birlikte bu süre çok uzunda olmamalıdır.

Üçüncü kişilerle kişisel ilişkinin düzenlenmesin anne veya babaya tanınan genişlikte olmayacak şekilde ancak çok kısada olmadan kurulacaktır.

ÜÇÜNCÜ KİŞİLERLE KİŞİSEL İLİŞKİNİN DÜZENLENMESİNDE ÜÇÜNCÜ KİŞİLERİN ÖZELLİKLERİ

Her aşamada çocuğun üstün yararının gözetildiği bu sistemde, üçüncü kişilerle kişisel ilişkinin düzenlenmesinde üçüncü kişilerin özellikleri de önemlidir. Burada üçüncü kişilerin yaşam biçimleri, işleri, çalışma süreleri ve günleri ile izin günleri gözetilerek bir karar verilmelidir. Örneğin memur olan dedenin hafta içi çalışması gözetilerek hafta sonu uygun bir kişisel ilişki günü tesis edilmelidir. Bunun yanı sıra hakim üçüncü kişilerle kişisel ilişkinin düzenlenmesinde üçüncü kişilerin çocuğa olan davranışlarını, üçüncü kişinin yaşadığı ortamı da dikkatle inceleyecek ve ona göre bir karar tesis edecektir. Örneğin şiddet uygulayan bir üçüncü kişi ile kişisel ilişki kurulması doğru olmayacaktır.

GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME

Üçüncü kişilerle kişisel ilişkinin düzenlenmesi davaları Aile mahkemesinde açılacak, Aile mahkemesinin olmadığı yerde ise Aile mahkemesi sıfatıyla görülmek üzere Asliye Hukuk Mahkemesinde açılacaktır.

Üçüncü kişilerle kişisel ilişkinin düzenlenmesinde yetkili mahkemeler ise; Çocuğun oturduğu yerde ki aile mahkemesi yahut boşanma konusunda yetkili olan yer mahkemesi ile evlilik birliğinin korunması konusunda yetkili olan mahkemeler yetkilidir.

DAVACI VE DAVALI

Üçüncü kişilerle kişisel ilişkinin düzenlenmesi davasında dava hakkı diğer kişilere, özellikle hısımlara tanınmış olup davalı yasal temsilciye karşı açılır. Velayet eğer anne ve baba tarafından birlikte kullanılıyor ise dava her ikisine de yönlendirilmelidir. Velayet hakkı tek bir kişide ise dava sadece o kişiye yönlendirilmelidir. Çocuk vesayet altına alınmış ise dava vasiye yöneltilir.

Av. Mizgin DOĞAN


AVUKATA SOR